27 Kasım 2014 Perşembe

kedi sevgisi

zerre anlam veremediğim bir olay. ya arkadaş, kedi de bir hayvan değil mi lan en nihayetinde? köpek gibi, böcek gibi, tenya gibi bir hayvan yani. nedir bu büyük ilgi ve sevgi kediye? tüy döken, ortalığa sıçan, işeyen bir hayvana bu kadar anlam yükleme olayını çözemiyorum. antik kuntik mısır'lı mıyız lan biz, kedilerin öte aleme gidip gelebildiklerine inanalım? 

askerlik anısı gibi bir de kedi anılarını anlatanlar çıktı başımıza. hani herkesin evladı en süperdir ya, o hesaptan herkesin kedisi en süper. çılgın, haylaz, oyunbaz... adeta bir orospu evladı. ben kaldıramıyorum sevgili seyirciler. 

haa bakın hayvan düşmanı değilim. küçükken fare sevmiş insanım lan ben! baya ufak beyaz fındık faresi sevmişliğim var. ama cümle hayvanat bir yana kedi bir yana tavrını anlamıyorum. çok seviyorsan git bakalım afrika'ya da pumalar panterler kemiğindeki ilikleri emcirsin. e o da kedi değil mi hardaş?

hayvanları sevelim, koruyalım, besleyelim, eziyet etmeyelim, edenleri sikelim. bütün bunlara varım. ama bir hayvana böyle ulvi anlamlar yüklemek hoş değil canlar. hoş değil ciğerler. vallaha uykunuzda siker sizi haberiniz olmaz.

26 Kasım 2014 Çarşamba

ay ben gülerim

küfürlü mizah olmazmışmış. küfürle herkes komik olurmuşmuş. e gel o zaman yedi ceddine söveyim kahkahalarla gül karşımda. kesmezse ana bacı filan gireriz allah ne verdiyse. mizah böyle bir şey değil lan. durum komedisi denen bir şey var. o an küfür etmek lazımsa edersin. ama sırf küfür etmek için de mizah yapmak tabi işin kalitesini düşürüyor.

bu konu da ne alakaysa işte yazayım dedim. az komiklikli bir film izledim biraz evvel. ondan sanırım. benim çok ani şakalarım vardır ha!

mizah bence bu


24 Kasım 2014 Pazartesi

maskeli balo

yani baktığında hayat. en nihayetinde. hatta şarkıda dediği gibi 'hepsi hepsi hayat nasıl olsa...' durun lan hüzündürüklü yazacak değilim. ters bana öyle işler.

gerçekten biri bana gelip açıklamalı insanların neden bu kadar yüksek egolara sahip olduğunu. çünkü kafam basmıyor aga. çok para meselesi mi, çok yakışıklı olmak mı, çok yetenekli olmak mı? bunlar güzel şeyler tabi. hatta ego uzay olsun amk, kendini tanrı ilan et. ama ölüm var lan. harbiden götümüzden kurtlar girecek bir gün. bu neyin afrası, neyin tafrası. ha sen kendini inandırmışsan 'öbür tarafta kralsın boolum' muhabbetine, ne mutlu sana. gerçi öbür tarafta kral olacak adam bu dünyada itin götüne girmeli biliyorsun. öyle sikim sikim ego patlamalarıyla en fazla zebaninin göt kılı olursun. ne hikmetse bu egolardan egolara koşanlar genelde güya inanan insanlar. neyse o mevzuya gitmeyim. göte gidebilir. (yazının başından beri götten bahsediyorum yalnız.)

ben 3 yaşımda trafik kazası geçirdim, çataldan döndüm resmen. sonuç; sol kulak ve sol göz pert. yüzün sol tarafında kısmi felç. oha lan. resmen soldan soldan gelmişler! falan işte. ama ergenlik döneminde çok kafaya takardım ne yalan diyim. neden ben triplerindeydim. sonra tabi insan büyüyünce aydınlanıyor birazcık. bir gün dedim ki 'neden olmasın?'. harbi lan neden olmasındı. herkesin başına bir şeyler geliyor. kimi lotoyu tutturuyor, kimi mesela ışık üniversitesini bitirip ağzını büzük büzük yaparak konuşuyor, kimi dünyayı geziyor. benim payıma da bu düşmüş meğersem. şahane! bir de işin güzel tarafı, başınıza diğer insanlardan farklı bir şey gelmişse, adeta bir insan turnusolu oluyorsunuz. mesela ben birine baktığımda katıksız orospu çocuğu mu, adamın dibi mi hemen anlarım. sixth sense hesabı. 

ya o değil de işte kendini kasım kasım kastıran insanları hiç sevmiyorum lan. ki bir insanı sevmemem zordur. severim yani. hani sevmesem de nötrümdür. ama işte ofiste falan oluyor, tişikkirlir rifit irkidişim. ya siktir git agat, neyin kafası bu. bi olduğunuz gibi olun lan. bakkal var mesela bizim, süzme mal. ama adam olduğu gibi görünüyor. görünüşü de kendisi gibi malın sözlük anlamı. çerçevelet as duvarına öyle bir mal.

e tabi şimdi vandetta mandetta maskeler havalı oldu. haa hikayesini çoğu kişi bilmiyor elemanın, anarşizm diye ittirmişler. ulan adam feodal lan bildiğin. neyse burada bilgi vermeyecem. bilgi vermek benim işim değil. 24 kasım münasebetiyle tüm bilgi işçilerinin öğretmenler gününü kutluyorum. ilk okul hocam vardı ilknur mısırlıoğlu. ondan sonra öğretmenlik işi çok bozdu. ilknur hoca zirvesiydi bu işin.

kozmos ile kozmetik kelimelerinin kökeni aynıymış lan? düzenlemek, süslemek anlamındaymış ikisinin kökeni de. vay amk dünyaya bak!

23 Kasım 2014 Pazar

mp3, porno, sex, video

lan ne günlerdi be. daha kaç yaşındaydık, ekolay'dan internet almışız. 15dk. internet amına koyim boru mu? 3 mb'lık bir mp3'ü 3 saatte çektiğimiz zamanlar. aysiku maysiku zamanları. salak salak işler. kol gibi gelen telefon parası. sonrası acı bir yanak sancısı.

ama bu işlerin tadı da o zamanlarda kaldı. bir siteye girersin, sanki indiyana cons hazine bulmuş. gözleri pörtletip bir iki meme göt görmeye çalışırsın. ha sen inkar edebilirsin şimdi ama, geçicen bu işleri hacım. bal gibi de asıldın işte ergenlik dönemin boyunca. haaa ama şu yaşına gelmiş ve hala asılıyorsan, aysiku zamanında kalmışsın hacı. kusura bakma.

gelişine yazmak ne güzel lan. dert tasa yok amk. yarın mesela 22:00'ye kadar falan çalışacağım. ama olsun. elimiz ekmek tutuyor. başka bir şey tutsa daha çok para kazanırdık ya neyse.

postun başlığı da o dönemlerden işte. 15 dk içine her şeyi sığdırma çabası. o zamanlar arama motoru arabul falan daha. en çok aranan kelimeler başlıkta. rihanna filan yok tabi daha. millet serdar ortaç kliplerindeki hatunlara halleniyor.

melissa çayı iyi yalnız bak. sinirini alıyor insanın, sütlaç gibi oluyorsun.

14 Kasım 2014 Cuma

erkek modası

hayır sövünce sövdü oluyor sonra. 

gidin bir dolaşın erkek modası ile ilgili siteleri, blogları. dergilere bakın. e amk bütün erkekler metroseksüel olmak zorunda mı? vay arkadaş ya. adam gibi bir kombin gösteren yok. ulan ben yeşil pantulun altına sarı ayakkabı giyip işe gitsem, ümraniye sanayinin gülü olurum be. hayret bir şey arkadaş ya. hadi anladık bu tip işler bizde avrupadan, amerikadan arak. arak da bilader az bi uyarlasaydınız bize göre. 

bunları etiler'de bebek'te oturan totoşlar giyer. ben alibeyköy'de pembe ceketle nasıl gezeyim amına koyim?

11 Kasım 2014 Salı

türkiye'deki kalitesizlik

ağzımı bozmadan yazmaya çalışacağım. kısmet bakalım.

şu cennet yurdumuzda ne devletten ne de özel sektörden adam gibi bir hizmet alamıyoruz. ama maaşallah kdv'si ötv'si öiv'si trt payı filan metre metre giriyor götümüze. vergileri veriyorsun ama otobüse, metroya, köprüye de para veriyorsun. e ben o vergiyi niye veriyorum o zaman arkadaş?

ha o kadar vergi verip de kaymak gibi yollarda gitsek, ışık hızında internete girsek, yemyeşil bi çevrede yaşasak tamam diycem. sikildiğimize değdi. mesela şu an yarım saatte bir gidip gelen internetle yazmaya çalışıyorum şu postu. ttnet sağolsun. çağrı merkezi elemanlarına arıza kaydı açmaktan başka şey öğretmemişler. paso kayıt açtırıyorum adamlara. o kayırlara nabıyorlarsa sonra artık bilemiyorum.

neyse, meseleye dönelim. yurt dışında millet beleş internetin insani bir hak olduğuna dair kanunlar çıkartıyor, biz burada zeytinlik kesiyoruz. adamlar ışınlanmayı buldu bulacak, biz burada zibilyon milyon lira'ya ak saray yaptırıyoruz. ha bu arada, her bir nefesimizden alınan vergilerimizle padişahımızı sarayda yaşatıyoruz. ulan onu türk filmlerinde emrah annesine söylerdi. sonrası malum. neyse buna da kısmet diyelim.

bak şu an internet gitti. blogger uyarı veriyor; taslağa kayıt edemedim, bi durum mu var? var amk var. türkiye'de durum biter mi?

9 Kasım 2014 Pazar

hayat uykusu

hani hz. ali'ye isnat edilen bir söz vardır ''insanlar uykudadır, ölünce uyanırlar.' diye. ölünce uyanır mıyız ne bok yeriz orasından pek emin değilim ama insan nüfusunun büyük bir çoğunluğunun uykuda olduğu çok doğru. her insanda bilinç var. hayvanlardan ayrılan tek özelliğimiz de bu zaten. hatta bilimin henüz açıklayamadığı başlıca olaylardan biri 'bilinçli olma' durumu.

insanlar olarak malın önde gideni olduğumuz aşikar. evet bir bilincimiz var fakat çoğu zaman offline durumda. mesela her insan kendine boş zaman yaratmak için elinden geleni yapar, işten kaytarır, sorumluluktan kaçar. boş zamanı elde ettiğinde sanki çok acayip şeyler yapacak. oysa bir çoğumuzun tek yaptığı götünü devirip yatmak. starbucks'ta oturup saatlerce goygoy yapmak. 'boş zaman' nedir amına koyim? zaten ortalama 70 yıl yaşayıp öleceksin. hem boş zaman yaratmaya uğraşıyorsun, hem de elindeki boş zamanı nasıl harcasam diye türlü sikim denyoluklar yapıyorsun.

ulan bir şey yapmak lazım hayatta. zaten yeterince uyuyoruz. ömrümüzün minimum 1/3'ü uykuda geçiyor. e hal böyleyken geri kalan 2/3'lük kısmını da goygoya harcamak nedir?

herkes ayda bir kitap bitirsin, en az bir dil öğrensin, belgesel izlesin vs. vs. gibi öğütler verecek halim yok. ha bunlar yapılsa güzel olur elbette. ama ne bileyim amk hayata anlam katmak lazım. haftanın beş günü anlamsız işlerde çalışıp, tatil günlerde camış gibi yatınca, hayat mı oluyor yani? e bombok bir şey o zaman bu hayat dedikleri?