21 Mayıs 2015 Perşembe

uzay

başlık tabi çok yalın oldu. böylesine bir 'şey' için. şey derken, boşluk yani.

kime sorsan uzay büyük der. uçsuz bucaksız der. der de işte, öylesine. yoksa uzayın, hadi daha artislik söyleyelim kozmos'un, büyüklüğünü tahayyül etmek insan aklı için zor iş. şöyle ufaktan bir örnek vereyim. 1 ışık yılı, yaklaşık 10 TRİLYON km'dir. ve galaksimize en yakın yıldız 2 MİLYON ışık yılı uzağımızdadır. yani 10 TRİLYON x 2 MİLYON km! anasını sikiyim bu nasıl iş lan? dahası da var. ortalama olarak her galakside 400 MİLYAR yıldız var. ve kozmostaki toplam galaksi sayısı tam olarak hesaplanamasa da birkaç MİLYAR oluğu düşünülüyor. milyarları milyonları büyük yazıyorum ki, o minik beyninizi çalıştırın da düşünün azcıkın. düşünün amk ölmezsiniz.

eğer atıyorum saatte 200 km yapan bir arabayla uzayda gezseydiniz, ömrünüz boyunca bir gezegene veya bir yıldıza rastlama olasılığınız MİLYONDA BİR idi. yani kapkaranlık bir boşluk içinde gezerdiniz mal mal. bu arada şunu da söylemeden geçemeyecem, yaratılışçıların söylediği gibi evrende muazzam bir düzen yoktur. evren sürekli bir yok oluş ve yeniden doğuş içindedir. hele karadeliklere, süpernovalara falan girdik mi iyice yarrağı yiyoruz.

peki ben bunları niye yazdım? uzay muzay çok sikinizde değil tabi ki. benim de sikimde olduğu söylemez. ama hayatın en temel sorusu, biz kimiz, nerden geldik, ne bok yemeye geldik gibi soruları düşünebilmek için, önce az çok evreni tanımamız lazım. bu tarz benimden az kafayı kaldırın da iki satır bir şey okuyun. kitap okumak bir anlamda uzay ve zamanı büküyor. bin yıl önce ölmüş insanlarla iletişime geçiyorsun. bitmiş gitmiş imparatorlukları geziyorsun falan. amaaağnn neyse.

amk bir 200 yıl sonra falan doğaydık ya. belki o zaman uzaya gezmeye gitmek falan sıradan bir olaya dönüşür. hep yanlış zaman yanlış yer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder